19 Nisan 2009 Pazar

Bu pazar Dilek Pera'da brunch'ladık




Kahvaltıyı seven biri olarak özellikle haftasonu kahvaltısından beklentim yüksektir. Bizde kaymak ve bal olmadan kahvaltı yapılmaz. Bu sabah kaymağın bitmiş olduğunu farkedince saate bile bakmadan kendimi sokağa attım. İstikamet Balık Pazarı. Ancak saat daha 08:30 bile olmadığı için şarküteriler açılmamıştı. 40 dakika dolandıktan sonra Cihangir Carrefour'un o günkü ilk iki müşterisinden biri olarak içeri daldım ve iki gun onceye ait (!) kaymağımı aldım. Eve geldiğimde elektrikler kesilmişti. Elekrikli aletlere mahkum bir insan olarak çay soğumuş, geçen hafta Kıyıköy'den aldığım sütlü köy ekmeğini kızartacak aletlerden de mahrum kalmıştım. Hayatla daha fazla mücadele etmeyerek kahvaltı etmek için dışarı çıkmaya karar verdik. Annemle yine her zamanki favori mekanımız Ara Cafe'ye mi gitsek derken kendimizi Galatasaray'dan aşağıya doğru yürür bulduk. Dilek Pera'nın önüne gelince içerdeki açık büfe kahvaltıyı görüp daldık. Pastanecilikten gelen Dilek Pera'nın kahvaltı çeşitlerinde böreğin ve poğaçaların, hamur işlerinin bolluğu gözden kaçmıyor. Peynirler, jambonlar derken tuzluları geçip ikinci tabakta pastalara, tartlara, baklavalara yer ayırmak gerekiyor. Limitsiz çay ve kahvenin de dahil olduğu açık büfe kahvaltının fiyatı kişi başı 16 lira. Pazar hoşluğu için tavsiye ederim.
Adres: Galatasaray lisesinden Odakule'ye giderken solda. 5 katlı mekanın güzel havalar için terası da var. En güzel yanı ise benim gibi erkenciler için sabah 7'de açılıyor olması.